Kızılötesi ışınlara karşı dikkatli olunması konusund ikazlarda bulunan Beykent Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Anabilim Kolu Dr. Öğr. Üyesi Tuba İşeri, “Telefon, tablet, bilgisayar üzere kızılötesi ışınlarının cildimiz üzerine olumsuz tesirleri güneş ışınlarına nazaran daha azdır. Ama kapalı ortamlarda da kızılötesi ışınlara maruz kalma devam eder. Ciltte kuruma, leke artışı, erken yaşlanma; kızılötesi ışınların cildimize vermiş olduğu ziyanların başlıcalarıdır” dedi.
İşeri, kızılötesi ışınlar hakkında bilgilendirdi.
“Güneş kollayıcı kullanılmalı”
Ultraviyole A (UVA) ve ultraviyole B (UVB) ışınları, güneş ışınlarının ziyan verme kapasitesi en yüksek formlarıdır. Güneşten dünyamıza yalnızca Uva ve uvb değil, cildimizin daha derin katmanına erişebilen infrared (kızılötesi) ışınları da ulaşmaktadır. İnfrared ışınlar güneş dışında bilgisayar, tablet, telefon ekranlarından da derimize nüfuz edebilir. İnfrared ışınlarının cildimiz üzerine olumsuz tesirleri UVA ve UVB ışınlarına nazaran daha azdır. Ama kapalı ortamlarda da kızılötesi ışınlara maruz kalma devam eder.
Ciltte kuruma, leke artışı, erken yaşlanma; kızılötesi ışınların cildimize vermiş olduğu ziyanların başlıcalarıdır. Bilhassa; pandemi periyodunda konuttan çalışma, bilgisayar ve cep telefonu ile geçirilen vakit müddetlerinin fazla olmasının, şahısları geçmiş devirlere nazaran infrared ışınlarına daha fazla maruz bırakmıştır. Bu sıkıntılar, hakikat ve sistemli güneş esirgeyici kullanımı ile çözülebilir. Güneş koruyucular meskende bile kalınsa her gün tertipli kullanılmalıdır.
